SÖZ / DE SARARIR  
Olur, aramam seni ve kimseyi  
Anıları pas tadında bırakırım  
Konuşacak ne kaldıysa kalsın  
Susmaktır birşeylere saygılı kılan  
Ayrılık da bir olanaktır bilirsin  
İnce bir sis, bir hüzün örtüsü  
Dumanlı bir ıslık yakışır şimdi  
Dudaklarıma, bırakıp giderim  
Söz / de sararır biterken bir aşk  
Kediye iyi bak çiçekleri sula  
Diyorsam da aldırma sözlerime  
Alışkanlık işte başka birşey değil  
Söz / de sararır biterken bir aşk 
 
  AHMET TELLİ
demiş şair, gerçekten de öyledir, birşeyler biterken sahiden de sözler de sararır sanki, ve demek geliyor ki içimden, kimi sararmış resimlere inat o resimdeki anılar ve duygular capcanlı renklerle dururken, kimi şu an yaşananlar, zamanın tazeliğine zıt bir şekilde sararıverirler, bazen de sararmak bir yana, kendilerini, kendilerinin bile inanmadığı parlak renklere boyamışken, dökülüverir boyaları, pırıltılar gider, sararamaz bile onlar, aslına döner, donuk, mat, kasvetli aslına...
Boyanmış olmaları bir cürüm müdür, aldatmaca mıdır, olmayacak duaya "amin" mi, bilinmez, bilmeyen ise sadece ve en önemlisi onlardır, boyayanlar...
Bilmeyenlere rastlayan o hiçbirşeyden haberi olmayanlar ise kalakalırlar, bilmediğini dahi bilmediğini öğrenmenin şaşkınlığında....
O da geçer.... İş ki bilmeyenlerden ve bile bile bilmeyenlerden olmayalım.... Bilmeyenler bilmeme seçimleriyle kendi yollarında gitsinler, bilenlerin yolları ise bilmeyenlerle çakışmasın..... Bu da benden olsun....
Derya
4.10.2007
 
