25.04.2011

MANİFESTOM

Çocukluğuma geri dönmek istiyorum
Yıldız Sarayı’nın içindeki mahallemize, Müvezzi Caddesi’ndeki Derya apartmanının birinci katındaki sobalı evimizde olmak istiyorum
Altımızdaki Bakkal Osman Efendi’nin oğlu Muzaffer ve kızı Ayten ablayla, Osman amcanın gazete kağıtlarından kesekağıdı yapmalarına yardım etmek istiyorum
Annemin balkondan “kızım üstünü kirletiyorsun” demesine aldırmadan bakkalın karısı Sabiye teyzenin un ve suyla yaptığı bulamaçla kesekağıtlarını yapıştırmaya devam etmek istiyorum
Harp Akademileri’nin içindeki asfalt yollara dökülen at kestanelerini kırık şişelerin sivri uçlarıyla ortasından oyarak parmağıma yüzük yapmak istiyorum
Akrabamız Turhan Amca’nın kızının ayağına artık küçük gelen demir tekerlekli patenlerimi takıp o asfalt yollarda paten kaymak istiyorum
Şimdi Conrad Otel’in olduğu alandaki eski havuzlu ve havuzunda kırmızı balıklar olan kime ait olduğunu bilmediğimiz ve gizlice girip ağaçlarına tırmandığımız bahçede oynamak istiyorum
Barbaros Bulvarı’nın hemen sağındaki şimdiki park, o zamanlar bizim “dutluk” dediğimiz yerde piknik yapmak istiyorum
Dutluğun karşısında şimdi galiba Sabancı Lisesi olan eski “Sağır ve Dilsizler Okulu”nun parmaklıklarından bize genizden gelen boğuk seslerle seslenen sağır-dilsiz çocukların yanına gidip onlarla el işaretleriyle konuşmak istiyorum, topumu onların bahçesine bilerek kaçırmak ve geri vermeden evvel aynı sesleri çıkartarak coşkuyla topumla oynamalarını sonra da gülümseyerek bana geri atıp el sallamalarını görmek ve onlara el sallamak istiyorum.
Yıldız Sarayı’na çıkan yokuşun üzerindeki Saray Camii’sinin avlusunda oynamak istiyorum.
Arada ayakkabılarımı çıkartıp, imamdan izin alarak o caminin görkem ve sessizliğini ve temiz sabun kokusunu içime çekmek, orada “Allah baba”yla konuşmak istiyorum.
Camide “Allah baba”dan istediğim yatırınca gözlerini kapatan, kaldırınca açan bebeği babamın yatağımın yanına koymuş olduğunu uyanınca görmek istiyorum.
Evin önünde hava kararana kadar mahalle arkadaşlarımla seksek oynamak istiyorum.
Apartman kömürlüğünde doğum yapmış olan mahallenin kedisinin gözleri açılmamış yavrularını gidip çömelerek uzaktan izlemek istiyorum (annem dedi ki anne kediler kıskanç olurlar, yavrularını ellersen çok kızarlar, onun için elimi süremiyorum)
Salı akşamları radyoda “Alkatraz Kuşçusu” piyesini dinlemek istiyorum.
Piyesi dinlerken annemin hepimize sırayla portakal elma soyarak vermesini, kabuklarını da sobaya atmasını ve sobadan gelen o şahane kokuyu duymak istiyorum.
Balkona oturup ayaklarımı parmaklıkların arasından aşşağıya sallandırarak gelen geçeni seyretmek ve arkadaşlarımın sokağa çıktığını görür görmez annemden izin alıp sokağa çıkmak istiyorum.
Aşşağı mahallede oturan Erol’un yaptığı tahta kaykaya binmek ve onun o metal tekerleğinin kaldırımda çıkarttığı sesten gurur duymak istiyorum tekrar.
Kar yağdığı zaman annemin beni sıkı sıkı giydirip sokağa kartopu oynamaya çıkartışını istiyorum.
Damlardan sarkan buzlardan korkmak istiyorum.
Kardanadam yapıp, pencereden sürekli onu seyretmek istiyorum.
Kar yağdığı günler annemin beni okula görütmeyip karşı komşularımıza bırakmasını istiyorum, onların evde kendileri için hazırladıkları içinde birsürü meyva olan “tükenmez” dedikleri karışımdan içmek istiyorum.
Annemden izin alıp aşşağı mahalleye gidip oradaki çocuklarla çeşme başında oynamak istiyorum.
Gene aşşağı mahallede, çayır çimende arkadaşlarımla çadır kurup “evcilik” oynamak istiyorum.
Ben bunları çok istiyorum, çok özlemişim