6.10.2007

İLK YAZILARIMDAN BİR DEMET -II-

Her zamanki tesadüflerden biri daha.. Sebepsiz yere "yazmaya" ara verişim, ve bugün, gene "sebepsiz" yere yazmak isteyişim, son yazımın tarihi 5 Ekim, bugün ise 5 Kasım.

Duydum, mesajı aldım... Bağlantıda olduğumu unutmaya yüz tutmuş olmalıyım ki tekrar "hatırlatılıyor" bana.. Herhalde!

Biliyorum bağlantıda olduğumu, artık eskisi gibi "ille de bir işaret noolur" ısrarında da değilim, ama gene de demek birşeyleri ihmal ediyorum ki bu anlık tesadüflerle kendime getiriliyorum. Ruhum huzurlu, ruhum barışık, zaman içinde zaman yaşıyorum gene arada bir, ama bunlar hoş ve kısa ziyaretler olmaktan öteye gitmiyor, ve, bugüne döndüğümde bugünden memnun olmanın da keyfini yaşıyorum. Gene aklım karışıyor eskisi gibi ama nasıl oluyorsa, bilmiyorum, aklımın karışıklığını, beni daha da ileriye götürecek yeni, yepyeni açılımların küçük basamakları, küçük işlemli problemleri olarak adlandırıyor ve kaosum sakinlediğinde bir basamağı daha çıkmış olmanın huzur ve gururunu hissediyorum, rahatlıyorum.

Artık soru sormuyorum, artık cevap da beklemiyorum doğal olarak. Mevcut olaylar beni şaşırtsa da korkutmuyor, hem bugünü ve bugünün gerçeklerini yaşıyor, hem de sebebini bilmediğim ama da artık sorgulamadığım huzur ve emniyet duygularımın konforunu yaşıyorum.

Acaba bu defter kalıcı olacak mı? Olcaksa eğer, acaba yıllar sonra okunduğunda karmaşık, karışık, hafif üşütük bir şuurun yansıması olarak mı görülecek? Bilemem.. İlerleyen sayfalarda belki güncel olay ve değerleri irdelersem belki daha "anlaşılır", daha "derli toplu" bir resim çizebilir okuyanın aklında. Olsun, her ne kadar aslında yazılan herşey okunmak için yazılıyor olsa da ben şu anda sadece kendimle yaptığım konuşmaların ana hatlarını oluşturan bir kelimeler ordusunu duygu/akıl sistemimden azad edip yerlerine yerleştirmenin huzurunu tatmak adına yazdığıma inanıyorum.

Uzun cümleler oluyor, farkındayım, ama onlar, yani aklımdaki, kalbimdeki düşünceleri dile getiren sözcüklerden oluşan cümleler, birbirini o boyutta bırakmaya kıyamayan kelimelerin elele tutuşup bir sonra geleni de kendileriyle birlikte götürmek istemelerinden uzuyor. Eminim daha sık yazdıkça bana güvenmeyi öğrenecekler, ve aslında hepsini azad edeceğime inanıp daha kısa cümleler oluşturma sabrını kazanacaklar....

Derya
5 Kasım 2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder