6.10.2007

İLK YAZILARIMDAN BİR DEMET -III-

Merhaba! Uzun zamandır biraraya gelemedik. Esasen aklımın kelimeleri şuurumun kağıdıyla buluşmakta sürekli, ama onlar kendilerini öyle bir derinlere gizliyorlar ki, değil okumak, varlıklarını farketmek bile, benim için dahi, imkansız gibi birşey.

Yaşananlar, hissedilenler, algılanan olaylar, herşey beynimizin bu iş için ayrılmış bölümünde dosyalanıyor ya, o dosyalar da sürekli çoğalıyor ya, o çoğalanlar belli etmeden bizi yoruyor ve yavaşlatıyor ya, işte ben bunlara engel olmak için sizi buluşturuyorum belki.

Hatıralar, yaşanmışlıklar, güzel ya da acı, önemli değil, içimizde kapalı kutular içinde bekledikçe eskiyor, eskidikçe ağırlaşıyor, ağırlaştıkça da bizi engelliyorlar.

Güzel anılar zamanın gerisinde kalmanın avantajını kullanarak yaşanmış oldukları an'dan daha güzel gözükme telaşında, makyaj yapıp, süslenip, bizi kandırıyor ve bir daha onlar kadar güzelini yaşayamayacağımız konusunda böbürlenerek bizi geçmişe hapsetmek istiyorlar.

Acı olanlar ise acılıklarının tüm baharatlarını ortaya çıkartarak, canımızı yakmaya devam ederek, kendilerini güncel tutmak için, bizi acıtarak kullanıyorlar.

Netice: "Geçmişte yaşamak" denilen hapishaneye güle oynaya, gurur ve istekle giriyoruz. Bununla da kalmayıp, çevremizdekileri de o içinde bulunduğumuz "geçmiş" mahpusunun derinliklerine çekmeye çalışarak dünyadan, günden ve an'dan uzaklaşıyoruz.

Yapmamak lazım, evet yapmamak lazım! Esas olanın "bu an" olduğunu bilmek, kabullenmek ve tadını çıkartmak lazım. İçinde bulunduuğumuz zamanın bir salisesinin dahi bir daha aynı kurguyla tekrarlanamayacağını bilmek, ama telaşa da kapılmadan, ne kadar güzel ve ne kadar cazip olursa olsun onu tutmaya, sürüklemeye çalışmadan bir sonrakinin de kendine özel olacağına güvenerek bırakmak, an'ın geçip gitmesine izin vermek, hatta bir sonrakine keyif ve heyecanla atlamak lazım....

Böyle yapmak lazım.........

Derya
19 Temmuz 2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder